COVID-19’DAN DOĞAL YOLLARLA KORUNMA
Çin’de başlayan ve onlarca ülkeyi saran virüsü, WHO(Dünya
Sağlık Örgütü) Mart ayı itibariyle ‘Salgın Hastalık’ olarak ilan etti. Bir
önceki virüs türlerine göre daha güçlü ve direk hedef organı akciğer olarak
belirleyip Türkiye’de ve Dünya’da bir çok can almışken; her geçen gün mutasyona
uğrayarak diğer organlar üzerinde de maalesef etkinliğini arttırıyor.
Bedenimize Nasıl Hükmediyor?
Yetersiz beslenme ve
ya beslenmedeki protein- enerji dengesizliği sonucu vücut ihtiyacı olan
vitamin-mineral ihtiyacını karşılayamaz, salgın hastalığa yakalanma riski
artar. Vücudun savunma hücrelerinden olan stokinler viral hastalıklarda
çevresindeki hücrelere tehlike sinyalleri gönderirler. Stokin salınımının
kontrolü sağlanmadığı durumda vücuttaki sağlam dokularda harabiyete uğrar ve
stokin fırtınasına neden olur. Müdahaleye rağmen düşmeyen yüksek ateş, böbrek
fonksiyonlarının bozulması, anemi, karaciğer fonksiyonun bozulması, yüksek
trigliserit, yüksek ferritin, düşük trombosit gibi bulgulaerın bir arada olması
stokin fırtınasının mevcudiyetinin belirtisidir.Bu salgın hastalıkta da yoğun
bakımda tedavi gören hastalarda stokin fırtınası yaşanıyor. Bazıları bu süreci
atlatabilirken bazı kişilerde ise maalesef ölümle sonuçlanabiliyor.
Riskin Lenfopenik , komorbit (bir ve ya daha fazla hastalığı
bir arada barındıran örn.diyabet+hipertansiyon+MS ve ya Ca+myokard
enfarktüs+Epilepsi gibi.) , hipoalbüminemi (kan albümin değerinin düşüklüğü),
obez ve yaşlı kişilerde daha fazla olduğu görülüyor.
YANLIŞ! Olan Doğrular…
Sağlığın korunmasında ve geliştirilmesinde en önemli
faktörlerden biri beslenmedir. Virüse yakalanmamak ve bedenimizi koruma altına
alabilmek için mevcut bağışıklık sistemimizi korumalı ve güçlendirmeliyiz. Yeterli
ve dengeli beslenme ile günlük almamız gereken makro(karbonhidrat-protein-yağ)
ve mikro(vitamin ve mineraller) besin ögelerini bedenimizin ihtiyacı kadar
sağlayabiliriz. Buna bağlı olarak mevcut bağışıklığı koruyup ve
güçlendirebiliriz ancak viral enfeksiyonlara karşı koyabilecek bir bağışıklık
sistemi için bir çok vitamin ve mineralin vücuda alınması gereklidir. Bu, asla
ama asla virüsten korunmak için kontrolsüzce vitamin ve mineral takviyesi
alınması gerektiği anlamına gelmez. Çünkü bazı virüs tipleri vitamin ve mineralleri çoğalmak için
kullanırlar. Bunun yanında vücuda doğru oranda alınmayan ve depolanan
vitamin/mineraller oksidasyona ve organ harabiyetine sebep olur. Bu sebepten vücuttaki makro ve mikro besin
ögesi dengesini iyi kurmak gerekir.
RİSK FAKTÖRÜ OBEZİTE
Yeterli ve dengeli beslenmenin dışında fazla ve dengesiz
beslenen grup olan, Türkiye’de de her geçen gün oranı artan obezite; salgın
sürecinde diğer bir çok hastalık kadar risk taşıyor. Obezlerde yağ dokusunun
parçalanmasında da görev alan adiponektin seviyeleri düşüktür. Bu düşüklük obez
bireyin depresif ruh haline bağlı olarak dengesiz beslenmesine sebep
olmaktadır. Dengesiz beslenmeyle birlikte yetersiz alınan makro ve mikro besin
ögeleri sonucu düşük bağışıklığa , hücreler arası inflamasyona (hücreler arası
iltihaplanma) ve oksidatif strese neden olmaktadır. Hücreler arası inflamasyon
ise bir ve ya daha fazla hastalık barındıran salgına yakalanmış obez bireyde
stokin fırtınasına ve ölüme sebep olabilmekte. Bu sebepten pandemi sürecinde
obez bireylerin Diyetisyen kontrolünde yeterli ve dengeli beslenme ile ideal
kilolarına ulaşmaları gerekmekte.
Nasıl Korunalım?
Kan değerlerinizde her hangi bir anormallik, vitamin/mineral
eksikliği yoksa beslenmenizle mevcut sağlığınızı koruyabilirsiniz. Eğer varsa
doktorunuzla iletişime gererek gerekli takviyeleri önerdiği miktarda
kullanabilirsiniz.
Vücuttaki inflamasyonu önleyici ve tetikleyici besinler
vardır. Bunları bilerek beslenmek bu süreçte sağlığın korunmasında önemli rol
oynamaktadır. İçeriğinde A,C,E vitaminleri ve çinko, selenyum mineralleri
içeren ve antioksidan özellik gösteren yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ve mor
renkli sebze/meyveler, kobalamin,B6, folat içeren süt ve süt ürünleri,et,tavuk
,kurubaklagil, D vitamini için yumurta,
K vitamini için yeşil yapraklı sebzeler, Omega3 den zengin balık, ceviz,
semizotu, keten tohumu, prebiyotiklerden zengin muz, tarhana, ve probiyotikten
zengin kefir, kambucha gibi besinlerden doğru miktarda günlük beslenmede yer
vermek gerekir.
İnflamasyonu tetikleyen yağlı, şekerli, yüksek karbonhidrat
içeriğine sahip yiyecek ve içecekler, hayvansal ve trans yağ içeriği yüksek
besinlere günlük beslenmede kısıtlama getirmek gerekir.
Kahvaltıları ve ana yemeklerin yanını rengarenk salatalarla süslemek, ara öğünlerde her meyveden azar azar kullanıp çeşitliliği arttırarak renkli bir tabakla meyve tüketmek , çiğ kuru yemiş, yoğurt, kefir,zeytinyağı, balık, tavuk, et , kurubaklagil, tam buğday ekmek tüketimine günlük beslenmede tıka basa masadan kalkmayacak şekilde yer vermek mevcut bağışıklığı koruyacak, daha zinde his uyandıracaktır.
<a href="https://www.freepik.com/vectors/family">Family vector created by pikisuperstar - www.freepik.com</a>