Her geçen gün Türkiye de sayısı artan Obezite, Troid hastalıkları, polikistikover sendromu ve bunun gibi birçok hastalık önce insülin direncini önüne geçilemezse de ne yazık ki diyabeti tetikliyor.
Temelinde kalıtsal yatkınlığın dışında yanlış beslenmeye dayanan ve birbirinin peşi sıra gelen bu hastalıkların en büyük dostu öğünlerde karbonhidrata ve basit karbonhidrata fazla yer vermekten geçiyor. Bununla birlikte yemek sonrası uyku hali, halsizlik, çabuk acıkma, açlıkta sinir ve tahammülsüzlük, sürekli yeme isteği, tatlı krizleri, bel bölgesinin kalınlaşması, hızlı kilo alma gibi şikayetler oluşmaya başlıyor. Bu da önce insülin direncinin sonra da Diyabetin habercisi olabiliyor.
İnsülin Direnci Nedir?
Karbonhidrat türevi besinlerin sindirimi sonrası vücuda enerji gönderebilmek için pankreastaki beta hücre hasarı sonucu salgılanan insülin hormonunun düzenli çalışmamasıyla kana geçen glukozun insülin kanda ki insülin azlığından açlık kan glukozunun 70-110g/mg olması gerekirken 126g/mg sınırına kadar dayandığı durumdur.
Bu durumun geç farkındalığı açlık kan glukozunun 126g/mg tokluk kan glukozunun 140g/mg ve üstü çıkması Diyabet belirtisidir. Homo IR değerinin 2,5 üstü çıkması diyabeti kesinleştirir.
Kalıtsal yatkınlığa bağlı gelişen insülin hormonunun görevini tamamen yerine getirememesi sonucu iğne ile destek alınarak Tip1 ve insülin hormonun kısmen görevini yerine getiremeyerek oral yolla alınan daha çok yanlış beslenme sonucu 40 yaş üstünde görünen Tip2 diyabet türlerinin düzenli ilaç tedavisi haricinde beslenmelerini ve hayatlarını oldukça düzenli yaşamaları ve beslenme düzenini oturtana kadar diyetisyen desteği almaları gerekmektedir.
Diyabet hastalarının;
· Basit karbonhidrat (sofra şekeri) içeren bütün besinlerden, lif oranı düşük, kana hızlı karışan karbonhidratlardan (pirinç, beyaz undan yapılan hamur işleri), glisemik indeksi yüksek meyvelerden(muz, üzüm, kavun, karpuz) uzak durması,
· Günde 5 ve ya 6 öğün olmak üzere az az ve sık sık beslenmesi,
· Besinleri kombin şeklinde tüketerek kana hızlı karışmasını önleyerek öğünlerek öğünleri dengelemesi(örn. Süt ve badem, elma ve yoğurt gibi),
· Uyuma uyanma kahvaltı ve diğer öğünlerinin saatlerinin düzenli olması,
· Hayatlarında egzersizin yer alması,
· Bol su tüketimi ,
· Düzenli kan tahlili
Olmazsa olmazlarıdır.