NE KADAR YEMELİ?

NE KADAR YEMELİ?

Diyabet

İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için beslenme ilk sırada yer alan vazgeçilmez maddelerdendir. Her bireyin kendine özgü metabolizması doğduğu ilk günden kendini belli eder. Aynı beslenseler bile bir bebek daha kiloluyken diğer bebek daha zayıf olmabilmektedir. Bunun altında yatan birçok sebep olabilir. Bebeğin hareketliliği, uyku düzeni, huzur durumu, standart beslenme, ailesinin obeziteye meyilli oluşu gibi.


Bebeklikten farklılık göstermeye başlayan metabolik beden yetişkinlikte de aynı devam edebilir. Bu sebepten  ‘su içsem yarıyor, o yiyor almıyor ben yiyorum alıyorum, aldığımı veremiyorum.’ Gibi serzeniler doğuyor. Ancak bir çok insanın metabolik yapısının cinsiyet farkını göz önünde bulundararak birbirine yakın olduğunu söyleyebilirz. Bebeklikteki farklılıklar gibi yetişkin bireylerinde bazılarının sedanter yaşamı tercih etmesi, bazılarınınsa sosyal ve sportif hayat sevmeleri ya da bazılarının yüksek karbonhidrat ve yağlı beslenmey tercih etmeleri, bazılarınınsa akdeniz beslenme türüne hayatlarına büyük oranda yer vermelerinden kaynaklanıyor.


Her bireyin yeme miktarı yaşına, boyuna, kilosuna, günlük hareket kapasitesine ve beslenme şekline göre değişkenlik gösterir. Bu sebepten her birey kendi bedenini göz önünde bulundurarak bir beslenme programı planlamalıdır. Bu sayede birey uyguladığı programdan masimum fayda görecek ve motivasyonunu üst seviyelere taşıyacaktır.


Sağlıklı Besleniyorum Ama Kilo Veremiyorum?

Sağlıklı beslenmekle doğru beslenmek arasında ne yazık ki çok büyük fark vardır. Sağlıklı beslenen bir bireyin düzenli bir uyku ve yeme düzeni edinmesi, erken saatte sabah kahvaltısı, öğlen öğünü ve akşam öğününün düzenli olması ve tabağına yemesi gerektiği alarak beslenmesi kilo vermesine engel değildir.


Öğünlerde Dikkat edilecek Altın Kurallar

·         Kullanılan masa örtüsü ve ya peçetelerin kırmızı ve ya sarı olmamasına özen gösterin. İştah açıcı etkisinin olduğunu göz önünde bulundurmalısınız. Mavi rengin sakinlik verici etkisinden faydalanmak için peçete, masa örtüsü, tabak ve ya bardaklarınızı mavi renk seçebilirsiniz.

·         Yemek esnasında televizyon, telefon gibi teknolojişk cihazlarla ilgilenmeden masada ki bireylerle sosyalleşerek öğününüzü tamamlamanız; daha yavaş yemenizi sağlayacak böylelikle beyne 20 dakikada ulaşan tokluk sinyali sayesinde masadan daha az yiyerek daha tok kalkmış olacaksınız.

·         Günlük beslenmenizin sabit saatlerde ve öğün atlamadan olması metabolizmanızın hızını artıracak ve kendinizi daha dinç hissetmenizi sağlayacaktır.

·         Yemek tabaklarınızı daha küçük seçip tabağınızın yarısını yeşillikle doldurabilirsiniz. Diğer yarısını yemeklerle doldurmak tam dolu bir tabak göreceğinizden öncelikle beyninizi sonra da midenizi doyuracaktır.

·         Öğün esnasında küçük lokmalar halinde beslenmek ve en az 22 kez çiğnemek az yemenizi ve doymanızı sağlayacaktır.

Öğünlerde küçük bir kase çorbaya yer vermeniz yine tokluk hissine daha çabuk ulaşmanızı sağlayacaktır.



POPÜLER DİYETLER

Popüler diyetler deyince aklımıza bir çok diyet geliyor. Dukan, Paleo, Atkins, Vegan, Ketojenik, Zone, Intermittent Fasting gibi.

Kısa vadede bireyden bireye farklılık göstererek herhangi bir hastalığı olmayan bireyler üzerinde etkisi olsa da bilinçsizce bireysel ve uzman kontrolü olmadan uygulanan bu diyetlerin çoğu uzun vadede vücutta kalıcı hasarlara neden olmakta.

İnsan vücudu, günlük beslenmesinin %50-60’ını karbonhidratlardan, %12-15’ini Proteinden ve %25-30’unu yağlardan aldığında doyuma ulaşmakta ve metabolizmanın sirkülasyonunu bu doğrultuda problemsiz idame ettirebilmekte. Bu döngünün belirli rahatsızlıklar ve ya özel nedenlerden dolayı geçici olarak bozulması çok büyük sorunlar yaratmasa da kalıcı olarak döngü bozukluğunun kalp, böbrek hastalığı, karaciğer yağlanması, hipertansiyon, kolesterol, diyabet, bağışıklık sistemi problemleri ve  hipoinsülinemi gibi bir çok hastalığa neden olabiliyor.

Temelinde protein ağırlıklı beslenmeye teşvik eden bu diyetlerin uzun dönemde uygulanması yukarıda saydığım hastalıkların yanında kronik kabızlığa da yol açmakta. Vücudun ikinci beyni olarak kabul edilen barsak florasının bozulması demek; ulaşmak istediğiniz hedeften birkaç adım daha uzaklaşmanız demek.

Popüler diyetlerin çoğu bedenimizin istediği oranların dışında rakamlar barındırdığından doğru zamanda, doğru kişiye, doğru diyeti uygulamaya karar vermek ancak uzman kontrolünde mümkün olabiliyor. Bireysel yapılan popüler diyetlerin çoğu kişiyi başta motive etse de diyete son verildiğinde daha fazla kilo almasına sebep olduğundan geç de olsa yine bir uzmanın kapısı çalınıyor. Birçok uzman popüler diyetlere gerek duymadan sağlık çerçevesinde danışanlarını hedeflerine ulaştırabilirken sağlığımızın her şeyden önce geldiğini unutmamak ve bedeninizi daha çok sevip onu korumak için zamanında bir Diyetisyen kontrolüyle ilerlemek gerek.



Sosyal Medya’da Paylaş;
21.11.2019
E-BÜLTEN
Kampanya ve Paketlerimizden Haberdar olmak için kayıt olun !