Blog

Her geçen gün Türkiye de sayısı artan Obezite, Troid hastalıkları, polikistikover sendromu ve bunun gibi birçok hastalık önce insülin direncini önüne geçilemezse de ne yazık ki diyabeti tetikliyor.

İnsanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için beslenme ilk sırada yer alan vazgeçilmez maddelerdendir. Her bireyin kendine özgü metabolizması doğduğu ilk günden kendini belli eder. Aynı beslenseler bile bir bebek daha kiloluyken diğer bebek daha zayıf olmabilmektedir. Bunun altında yatan birçok sebep olabilir. Bebeğin hareketliliği, uyku düzeni, huzur durumu, standart beslenme, ailesinin obeziteye meyilli oluşu gibi.

Popüler diyetler deyince aklımıza bir çok diyet geliyor. Dukan, Paleo, Atkins, Vegan, Ketojenik, Zone, Intermittent Fasting gibi. Kısa vadede bireyden bireye farklılık göstererek herhangi bir hastalığı olmayan bireyler üzerinde etkisi olsa da bilinçsizce bireysel ve uzman kontrolü olmadan uygulanan bu diyetlerin çoğu uzun vadede vücutta kalıcı hasarlara neden olmakta.

Gebelikte insülin rezistansı artışı en fazla gebeliğin 3. trimesterinde olur. Bu yüzden gestasyonel diyabet kontrolü gebeliğin 24.-28. haftaları arasında yapılır. anne adayının damar yolundan ve ya parmaktan alınan kan ile açlık kan şekeri kontrol edilir. Sonrasında 50g ve ya 75 g glukoz kutularda hazır bulunan eczaneden ve ya hastaneden temin edilen glukozun tüketilmesi istenir.

Hamilelikte alınması gereken kilo kişinin hamile kaldığı süreçteki BKİ (beden kitle indeksi) sine göre değişkenlik göstermekte. BKI <20 ise 12-18kg BKI 20-25 ise 12kg BKI 25-30 ise 7-11kg BKI>30 ise 7 kg Almalıdır. Bu durum çoğul gebeliklerde farklılık gösterir.

Kilo almanın ya da kilo verememenin altında kendimize sormamız gereken temel 3 soru vardır. ❓Beslenmemde basit karbonhidrata (tatlı, çikokata, kek, abur cubur, pirinç, hamur işleri vb) çok mu fazla yer veriyorum? ❓yemeklerimde ve öğünlerimde fazla yağ kullanıyor ve ya Fazla kuruyemiş tüketiyor olabilir miyim? ❓acıkmamama rağmen duygusal açlığa bağlı sürekli atıştırma halinde miyim?

Ne kadar çok yesemde olmuyor⁉️ 🔆Kilo almak, kilo vermekten daha zordur, kişi farketmese de ya yanlış besin tüketimleriyle kilo almaya çalışıyordur ya da tüketmesi gereken miktarın altında besin tüketiyordur. Bunun doğru tespit edilmesi ve açık bulunan noktada ilerlemek gerekir.

BAĞIŞIKLIK; vücudumuzdaki T ve B lenfositleri başta olmak üzere yabancı maddelere, kanser hücrelerine ve çeşitli enfeksiyon ve virüslere karşı kalkan görevi göre karmaşık bir sistemdir. Bağışıklığımızın güçlü olması sağlığımızın yerinde olması ve hastalıklara yakalanma riskinin aza indirgenmesi demektir. Bunun için neler yapmalı ve neler tüketmeliyiz?

Yeme bozukluğu son 50 yılda artış gösteren özellikle ergenlik dönemindeki adölesanlarda diğer yaş gruplarına göre daha çok rastlanılan bir durumdur. En çok rastlanılan grup ise lise ve üniversite öğrencileridir. Modern çağın etkisiyle ivmesini yükselten yeme bozuklukları zayıflıkla çekiciliğin, incelik kavramının ve estetik kaygıların değişmesi üzerine artış göstermiştir.

Ketojenik diyet; günlük diyette yüksek yağ, düşük karbonhidrat ve günlük ihtiyaç kadar protein alımına dayanan bir diyet yöntemidir. Ağırlıklı Epilepsi hastalığının beslenme tedavisinde kullanılıyor olup, sonrasında obezite tedavisinde de etkili sonuç alındığı görülüp bu alandada uygulanmaya başlanmıştır. Bu diyetteki temel amaç;

AMARANT bitkisinin yaprakları ve tohumları bir çok farklı şekilde kullanılmaktadır. Özellik glutensiz olmasına bağlı olarak gluten intoleransı ve çölyak hastaları tarafından kullanımı yaygındır. protein oranı ve biyoyararlılığı yüksek bir tahıl grubudur. <a href="https://www.freepik.com/photos/leaf">Leaf photo created by azerbaijan_stockers - www.freepik.com</a>

Zamana yayarak alınan kilolardan en kısa sürede kurtulmak hepimizin istediği bir eylem. Bu süreçte unutulmamalıdır ki kilo kaybı kastan değil yağdan olmalıdır. O yüzden olabildiğince kilo kaybında kontrollü olmakta fayda vardır.

Çoğu kişide süreç aynı ilerliyor. Aynaya baktığında olmak istediği kendisini göremiyor. Motivasyonu düşüyor ve yakın çevresiyle bu konuda fikir alışverişinde bulunuyor ve ya internet üzerinden araştırmalara koyulup kendine hızla bir yol çizmeye çalışıyor. Ani bir kararla olmak istediği kendisi için kolları sıvıyor ve yakın arkadaşı nasıl beslenerek hedefe ulaşmışsa onun gibi ya da internetteki popüler diyetlerden herhangi birini uygulamaya başlıyor. 1 hafta geçiyor sonuç gayet iyi, 2 hafta geçiyor sonuç ilk hafta kadar olmasa da idare eder denecek nitelikte. 3. Haftada kendisini o kadar aç bırakıyor ki diyetİin sonunu göremeyecek seviyeye geliyor ve ilk iki haftada hızla verdiği kiloların daha fazlasını geri alıyor. Kilo verirken kaybettiği kas kütlesine mi yanalım yoksa verdiği kiloları geri alırken bir öncekinden daha yoğun bir yağ kütlesine sahip olduğuna mı?

Çin’de başlayan ve onlarca ülkeyi saran virüsü, WHO(Dünya Sağlık Örgütü) Mart ayı itibariyle ‘Salgın Hastalık’ olarak ilan etti. Bir önceki virüs türlerine göre daha güçlü ve direk hedef organı akciğer olarak belirleyip Türkiye’de ve Dünya’da bir çok can almışken; her geçen gün mutasyona uğrayarak diğer organlar üzerinde de maalesef etkinliğini arttırıyor.